7 Aralık 2015 Pazartesi

Sosyoloji Nedir? Sosyolojinin Temel Kavramları Nelerdir?

Sosyoloji Nedir? 

Sosyoloji (toplumbilim), kişileri deneyimleri yeniden değerlendirmeye yöneltir, şeylerin olduğu zannedilen şekilde olmadığını düşünmeyi, başka yorumların da olduğunu görebilmeyi sağlar. Sosyoloji, hem toplumların içindeki ve toplumlar arasındaki farklılıkları, hem de bu farklılıklardaki benzerliği gösterir. Sosyologlar, insanların yaşadığı bireysel olayların daha geniş olguların yansıması olduğunu gösterir ve insanların deneyimleri arasındaki benzerlikleri ve bu benzerliklerin arasındaki farklılıkları ortaya koyarlar (Bauman, 2004:19-20).

Sosyolojik düşünmenin sağladığı yararlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:
• Farklı bakış açısı sağlama
• Dünyayı farklı algılama
• Bireyin hem kendi yaşamını ve sorunlarını hem de çevresindeki yaşamı ve sorunları daha iyi algılamasını sağlama
• Diğer insanların hayat tarzına saygı gösterme
• Bütün insanların aynı engel ve hayal kırıklıklarıyla karşılaşabileceğini fark etme
• İnsanlar arasında karşılıklı anlayış ve dayanışma ortamı sağlama Sosyolojik imgelem; bireysel deneyimleri toplumsal kurumlarla ve toplumların tarihteki yeriyle ilişkilendirmeyi ifade eder. Sosyolojik düşünmek sosyolojik imgelemi kullanmak demektir.

Sosyolojinin Temel Kavramları 


Sosyoloji, toplumun, toplumsal etkileşimin, bireyle toplum arasındaki ilişkinin, toplumsal kurumların yapılarının ve birbirleriyle ilişkilerinin bilimsel olarak incelenmesidir ve geleneksel toplumdan modern topluma geçişi anlama çabasından doğmuştur. Sosyoloji toplumbilim teriminin, sosyal ise toplumsal terimi yerine kullanılabilmektedir. Gündelik, küçük ölçekli davranışların incelenmesi mikrososyoloji, siyasal sistem ya da ekonomik düzen gibi büyük ölçekli toplumsal düzenlerin çözümlenmesine ise makrososyoloji adı verilir.

Toplum, bireylerin toplamından ibaret değildir, üyelerinin ortak değerleri paylaşmasından doğar. O, belirli bir toprak parçasında yaşayan, belirli bir kültürü ve ortak toplumsal kurumları paylaşan insan topluluğunun aralarındaki karşılıklı ilişkiler bütünüdür.

Toplum tipleri, toplumlar geleneksel ve modern toplumlar olarak ikiye ayrılır. Geleneksel toplumlar ise kendi içinde avcı ve toplayıcı toplumlar, tarım toplumları, kırsal toplumlardır. Bu tarz toplumlar 19. yüzyıl sonrasında büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Modern toplumlar ise endüstri ve teknolojiye dayanan, nüfusun çoğunluğunun fabrika, ofis ya da dükkânlarda çalıştığı, insanların endüstrinin yoğun olduğu bölgelerde yaşama yöneliminde olduğu, önceki toplumlara göre daha gelişmiş toplum tipidir. Günümüzde ise endüstri toplumu da değişim göstermiştir. Endüstri sonrası toplum olarak adlandırılan bu toplum tipinde ise endüstri, modern toplumdaki biçiminden büyük ölçüde farklılaşmış, bilgi ve iletişimin ön plana çıktığı bir toplum türü doğmuştur.

Toplumsal davranış, diğer insanların davranışlarına yönelik olan davranış türüdür. Geçmişte olmuş, şimdi olan ve gelecekte olması muhtemel davranışlara yönelik olması da belirleyici bir özelliğidir.

Toplumsal yapı, toplumun üyeleri arasındaki düzenli, kalıcı ve kalıplaşmış ilişkilerdir. Bunlar temel gruplardan ve toplumsal kurumlardan meydana gelen süreklilik ve örgütlülüğü haizdir.

Toplumsal kurum, toplumsal normlar tarafından sürekli olarak tekrarlanan, onaylanan, sürdürülen, toplumun yerleşik görünümlerini yansıtan ve toplumsal olarak örgütlenmiş olan toplumsal davranış kalıplarıdır. Bütün toplumsal kurumlar birbirleriyle ilişkilidir.

Toplumsal olgu, toplum tarafından kolektif biçimde geliştirilen, bireyin dışında ve kaçınılmaz olan ve bireyi sınırlandıran kural ve pratiklerden çıkarılan davranış biçimleridir. Temelde olgu gerçeği yansıtan saptamalardır. Mesela, kadınların erkeklere nazaran siyasi olarak daha az temsil edilmesi bir toplumsal olgudur.

Toplumsal grup, üyeleri arasında ortak amaç ve çıkarlar olan, üyelerinin karşılıklı ilişki içinde olduğu ve bir sürekliliği olan insan topluluğudur.

Benlik, kendimize, kimliğimize ve niteliklerimize ilişkin algı ve düşüncelerimizin bütünüdür.

Statü, diğer insanların bireylerin toplum içindeki yerine verdikleri addır. Edinilmil 8verilmiş) ve kazanılmış olmak üzere iki tür statü vardır. Kadın olmak ilkine, sosyolog olmak ikincisine örnektir.

Toplumsal roller, her bireyi yaşamındaki diğer bireylere bağlayan davranışlara ilişkin toplumsal olarak belirlenmiş beklentilerdir. Belirli statülere atfen oluşturulan beklentileri içerir.

Değerler, davranışlarımızı yargılarken ve hayattaki amacımızı belirlerken başvurduğumuz; toplumsal olarak paylaşılan, amaçlarımızı ve davranışlarımızı belirlemede bize neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ifade eden inanç, ideal ve standartlardır .

Norm, belirli durumlarda insanların nasıl davranmaları gerektiği konusunda yaptırımı olan kurallar sistemi ve beklentilerdir. Normlar sosyalleşme sürecinde öğrenilir ve çoğu zaman kişi onlara uyduğunun farkında değildir.

Yaptırım, toplumun üyelerinin normlara uymasını sağlamak için kullanılan, kurala aykırı davranılması hâlinde öngörülen sonuçtur.

Toplumsallaşma (Sosyalleşme), bireylerin üyesi oldukları topluma ait değerleri, tutumları, bilgi ve becerileri, kısacası o toplumun kültürünü öğrendikleri etkileşim sürecini ifade eder. Doğumdan ölüme kadar süren ve öğrenilenlerin gelecek nesillere aktırıldığı bir süreçtir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder