Sosyolojinin Doğuşu
Bilim olarak sosyoloji yaklaşık 200 yıl önce ortaya çıkmıştır. Batı’da 16. yüzyıldan itibaren dinsel, siyasal, bilimsel ve felsefi düşünceler değişmeye başlamış, Rönesans, Reform ve Aydınlanma Dönemi, Fransız İhtilali’nin ve Endüstri Devriminin gerçekleştirilmesinde etkili olmuştur. Endüstri Devrimi başta ekonomik ve endüstriyel yapı olmak üzere aile, eğitim, tabakalaşma gibi toplumun temel kurumlarını ve yapısal özelliklerini büyük ölçüde değiştirmiştir. Yaşanan tüm bu gelişmelerle yeni bir toplum yapısı meydana gelmiştir. Sosyolojinin ortaya çıkmasındaki en büyük etken bu geniş çaplı değişim ve dönüşümdür. Dönüşümün oluşturduğu sorunların bilimsel yöntem kullanılarak cevaplanması çabası, bilim olarak sosyolojiyi doğurmuştur. İlk sosyolojik analizler, nelerin neden değiştiğini ortaya koymaya ve gelecekte toplum yapısının nasıl olacağını tahmin etmeye çalışan analizlerdir.Sosyolojinin Diğer Sosyal Bilim Disiplinleriyle İlişkisi
Sosyolojiyi diğer sosyal bilimler disiplinlerinden ayıran fark konularından değil, her disiplinin bakış açısından kaynaklanmaktadır. Her bir disiplinin insan eylemlerini araştırmak üzere farklı soru kalıpları ve yorumlama ilkeleri vardır.• Psikoloji, bireysel davranışı incelerken sosyoloji toplumu analiz eder.
• Antropoloji, insan kültürlerini inceler ancak sosyolojiden farklı olarak daha çok uzak ve geçmişteki toplumların kültürleriyle ilgilenir.
• Ekonomi, mal ve hizmetlerin üretimini, dağıtımını ve tüketimini;
• Siyaset, siyasal davranışı, siyaset felsefesini ve hükûmetleri ve siyasal partileri inceler. Sosyoloji ise bu ikisini bütünsel bir yaklaşımla inceler.
• Felsefe, bilim felsefesi, ahlak felsefesi ve toplumsal felsefe konu alanları bakımından sosyolojiyi besler.
Bilim ve Yöntem
Bilim, insanların evreni anlama ve olaylar arasındaki ilişkileri keşfetmeye yönelik akademik çabalarından oluşur. Bununla birlikte, bilimi çeşitli şekillerde tanımlamak mümkündür:• “Bilim, doğrudan ve sistematik yoldan elde edilen ve empirik kanıtları temel alan bilgidir”.
• “Bilim, gözlenebilir ve deneysel bir konusu olan ve bu konularda çıkarımlar yapma olanağı sağlayan sistemli bilgiler kümesidir”.
• “Bilim, sistemli ve organize edilmiş bilgiler bütünü ve teknik yöntemdir”.
• “Bilim, hem bilgiyi üreten sistemin hem de bu sistemin ürettiği bilginin adı, yani hem bilgi üretmenin bir yolu hem de bir toplumsal kurumdur”.
Bilimin iki temel ögesi bilgi ile yöntemdir. Yani bilim, hem bilgi hem de bilgi üreten bir yöntemdir. Bilgiyle kastedilen olay ve olgular arasındaki ilişkileri açıklamak için geliştirilen teoriler, yöntemle kastedilen de bilgi edinmek için kullanılan yollardır.
Bilim, amacı itibariyle diğer bilgilerden ayrılır. Bilimin amacı;
1. Konusunu oluşturan olguları gözleme dayanarak kavramak, betimlemek, sınıflandırmak,
2. Olgular arasında nedensellik ilişkileri kurmak ve bu ilişkileri gözlem yoluyla sınayıp doğrulayarak açıklamak,
3. Doğruluğu ispatlanmış ilişkileri genellemeler, yasalar ve teoriler hâline getirerek gelecekle ilgili çıkarımlarda ve tahminlerde bulunmaktır.
Bilimsel Yöntem ve Bilimsel Araştırma Süreci
Bilimsel yöntem, bilim insanının bilimsel bilgiye ulaşmak için gerekli olan bilimsel sürecin izlenmesi için sıralanmış basamaklardan oluşur.
Bilimsel yöntem, bilimsel bilgiye ulaşmak için bilimsel prosedürün ve kuralların uygulanmasıdır. Bu süreç, bilimsel araştırmaların aşamalarında görülebilir.
Teori (Kuram): Bilimin konusunu oluşturan doğal ve toplumsal olayların örgütlenmiş hâlde olması gerekir. Gözlemlenebilir bir olgunun nedenlerini açıklamaya yönelik birbiriyle ilişkili kavramlar sistemine teori (kuram) adı verilir.
Önerme: İki ya da daha çok kavram arasındaki ilişki hakkındaki yargıyı ifade eden cümlelere verilen addır.
Bağımsız değişken: Nedensel ilişkilerde neden olan değişkene verilen addır.
Bağımlı değişken: Nedensel ilişkilerde bağımsız değişkene bağlı olarak değişen değişkene verilen addır.
Varsayım: Empirik olarak sınanmak amacıyla oluşturulmayan ve doğru olduğu kabul edilen yargı ve genellemelere verilen addır.
Bilimsel araştırma: Amaçlı, planlı ve sistemli bir şekilde verilerin toplanması, gruplanması, analizi, sentezi, açıklanması, yorumlanması ve değerlendirilmesi işlemlerinin uygulanmasıyla bulguları anlamlı bilgiler bütünü hâline getirme ve problemlere güvenilir çözüm bulma sürecidir.
Bilimsel araştırmalarda;
• Nesnel olmalı
• Doğru bilgiye mümkün olabildiğince yaklaşmalı
• Tekrar edilebilir olmalı
• Basit ve açık şekilde ifade edilmeli
• İncelediği konuyu diğer konulardan belirgin şekilde ayırmalı
• Araştırma etiğine uygun olmalı
• İncelenen nesne ya da öznelere zarar vermemeli
• İncelenen nesne ya da özneleri yönlendirmemeli
• Bulgular bilimsel olmayan amaçlar için kullanılmamalıdır.
Bilimsel araştırmanın aşamaları şunlardır:
1. Araştırma konusunun seçilmesi ve araştırma probleminin belirlenmesi2. Araştırma için uygun araştırma tipi, yöntem ve tekniklerin belirlenmesi
3. Araştırmanın evreninin belirlenmesi ve örneklem seçimi
4. Veri toplama
5. Veri analizi
6. Bulguların yorumlanması ve rapor yazımı.
Bilimsel araştırmalarda veri toplanması gereklidir anacak yeterli değildir. Bilimsel araştırma veri toplamaktan ibaret değildir. Bilimler, en temel düzeyde matematik bilimler ve pozitif bilimler şeklinde ikiye ayrılır (s. 15, Şekil 1.1).
Matematik bilimler;
• Matematik ve mantıktan oluşur.
• Matematik, gözlemlenebilir ve nesnel bir bilimdir çünkü matematik kavramların hareket noktası gözlemdir ve simgeledikleri varlıklar da soyut olsalar da nesnel gerçekliklerdir.
• Matematik çıkarımlar tekrarlayıcı çıkarımlardır, yeni bir şey söylemeden aynı bilgiyi yinelerler.
• Çıkarımları yaparken gerçekte yeni bilgiler üretmeyen, birtakım ön kabullere dayanarak genel bilgilerden özel bilgiler üreten bilgiler sistemidir.
Pozitif bilimler;
• Doğa bilimleri ve sosyal bilimlerden oluşur. Doğa bilimleri; astronomi, fizik, kimya, biyoloji gibi canlı-cansız maddeleri ve maddi olayları konu alır.
Sosyal bilimler ise sosyoloji, antropoloji, psikoloji, ekonomi, siyaset bilimi gibi insanlar arası ilişkiyi ve toplumsal dünyayı konu alır.
• Gözlenebilir ve deneysel bir konuya sahip olan ve bu konularda çıkarım yapabilen, yeni bilgiler üreten bilimlerdir.
• Olguların gözlemlenmesiyle genellemelere ulaşılır.
• Çıkarım olanakları sınırsızdır.
• Olması gerekeni değil; olanı inceleyen bilimlerdir.
Sosyal bilimlerle doğa bilimleri arasındaki farklar;
• Doğa bilimlerinde düşünceyi test etmek ve kanıtlamak için deney yapılabilir; sosyal bilimlerde ise insanlar konu edildiği için deneye katılmama hakları vardır ve sosyal bilimlerde doğa bilimlerinin aksine laboratuvar ortamının oluşturulması gerçeğe ulaşmayı engelleyebilir.
• Sosyal bilimlerde tahminde bulunmak doğa bilimlerinde olduğu kadar kolay değildir çünkü sosyal bilimlerin konusunu oluşturan toplum, birey ve grup ilişkileri karmaşık bir etkileşim içindedir ve insanlarda özgür irade olduğu için kararlar değişebilir.
• Doğa bilimlerinde bilim insanı, incelediği nesnelere müdahale edemez ancak sosyal bilimlerde araştırmacılar inceledikleri toplumun üyesidirler ve inceledikleri insanları etkileme ve onlardan etkilenme olasılıkları vardır.
• Sosyal bilimlerde doğa bilimlerindeki kadar nesnel olmak zordur.
• Sosyal bilimlerde neden sonuç ilişkilerini etkileyen çok sayıda faktör vardır ancak doğa bilimleri olayları teker teker ele alıp inceleyebilir.
• Sosyal bilimlerde ölçüm yapmak doğa bilimlerine göre daha zordur çünkü doğal objeler nicelik olarak ölçülebilir durumdadırlar ancak insanların davranışlarını, algılarını ya da tutumlarını ölçmek için standart ölçüler yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder